Blog

Bilişsel Engellilik nedir?

Bilişsel Engellilik nedir?

Bir an için ziyaret ettiğiniz sayfanın bir labirent gibi karma karışık olduğunu hayal edin. Her düğme ve bağlantı, size daha fazla engel ve engel getiriyor ve dijital içerik tüketmenizi engelliyor... Bu durum maalesef bilişsel engellilere sahip bireyler için gerçek olabilir. Bizler fark etmesek de, web sayfalarının çoğu aşırı karmaşık, dağınık, anlaşılmaz ve gezinmesi zor ve bu bilişsek engelli kullanıcıları dijital dünyadan dışlıyor.

 

Bilişsel Engellilik nedir?

Bilişsel engellilik, bir kişinin zihinsel işlevlerde, sosyal ilişkilerde, kendine yardım becerilerinde ve iletişim becerilerinde yaşayabileceği belirli kısıtlamaları ifade eder. 
Genellikle bilişsel engelliler, aşağıdaki gibi geniş bir yelpazede zorluklar yaşarlar:

  • Dikkat
  • Anlama
  • Bellek
  • Sorun çözme

Bilişsel engellilik iki ana kategoriye ayrılır:

İşlevsel bilişsel engellilik: Bu kategoriye giren engellilikler genellikle klinik bilişsel engelliklerden daha hafiftir. İşlevsel bilişsel engellilik örnekleri, genel öğrenme engellilikleri, dikkat eksikliği bozuklukları, disleksi ve diskalkuli gibi örnekleri içerebilir.

Klinik bilişsel engellilik: Bu engellilikler travmatik beyin yaralanmaları, Down Sendromu, otizm, demans veya Alzheimer hastalığı veya bellek kaybının bir türünü içerir.

 

Bilişsel Engellilik yaygın mı?

Dünya çapında bilişsel engellilik oranı ve sayısı konusunda çeşitli çalışmalar mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2011 yılında yayımlanan Dünya Engellilik Raporu'na göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15'i herhangi bir türde engellilik yaşamakta ve bunların %2 ila %4'ü ciddi işlevsel zorluklarla karşılaşmaktadır​​. Ayrıca, 52 çalışmayı kapsayan bir meta-analizde, bilişsel engellilik prevalansı 1000 kişi başına 10.37 olarak belirlenmiştir. Bu oran, ülkelerin gelir durumlarına, çalışmanın yapıldığı yaş gruplarına ve çalışma tasarımına göre değişiklik göstermektedir. En yüksek oranlar düşük ve orta gelirli ülkelerde görülmektedir​​.

Bu veriler, dünya çapında bilişsel engelliliğin yaygınlığı ve bu durumun toplumsal ve ekonomik etkileri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Bununla birlikte, farklı çalışma yöntemleri ve tanımlamalar nedeniyle bu tür verilerde belirli bir değişkenlik olabilir. Bu nedenle, küresel düzeyde bilişsel engellilik prevalansı ve sayısını kesin olarak belirlemek zordur. Ancak, bu veriler bilişsel engellilik konusunda farkındalığı artırmak ve bu alanda politika geliştirme ve kaynak tahsisine yönelik önemli bir temel oluşturabilir.


Yaygın Bilişsel Engellilik Kategorileri


Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), genellikle çocukluk döneminde başlayan, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi semptomları içeren nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu bozukluk, bireylerin günlük yaşam işlevlerini etkileyebilir ve okul, iş ya da sosyal ilişkiler gibi yaşamın çeşitli alanlarında sorunlara yol açabilir.

DEHB'nin belirtileri genellikle üç temel kategoriye ayrılır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Dikkat eksikliği semptomları, odaklanma güçlüğü, dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi problemleri içerirken, hiperaktivite belirtileri aşırı hareketlilik, sabırsızlık, yerinde duramama gibi davranışları içerir. Dürtüsellik semptomları ise düşünmeden davranma, ani öfkelenme gibi durumları kapsar.

DEHB'nin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile oluştuğu düşünülmektedir. DEHB tanısı, genellikle dikkatlice bir uzman tarafından konur ve tedavi seçenekleri bireyin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Tedavi, psikoterapi, ilaçlar veya davranışsal terapiler gibi farklı yöntemleri içerebilir. Erken tanı ve uygun tedavi ile DEHB semptomları hafifletilebilir ve bireyin yaşam kalitesi iyileştirilebilir.

DEHB'li bir kişi internete girdiğinde, bilgiyi süzmekte daha fazla zorluk yaşayabilir. Web siteleri büyük miktarda görsel veya işitsel içerik içerdiğinde, aşırı yüklendiklerini hissedebilirler.

 

Otizm

Otizm, otistik spektrum bozukluğu (OSB) olarak da adlandırılır, nörogelişimsel bir bozukluk grubunu ifade eden bir terimdir. Bu bozukluğa sahip bireyler, sosyal etkileşimlerde zorluk yaşarlar, tekrarlayıcı davranışlar sergileyebilirler ve iletişim becerilerinde eksiklikler gösterebilirler. Otizmin belirtileri çok farklı olabilir ve her bireyde farklı şiddette görülebilir. Otizm spektrumunda yer alan bireylerin beceri düzeyleri ve ihtiyaçları da büyük ölçüde değişkenlik gösterebilir.

Otizmin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Otizm, genellikle erken çocukluk döneminde belirtiler göstermeye başlar ve yaşam boyu devam edebilir. Erken teşhis ve uygun desteklerle, otizm spektrumundaki bireylerin yaşam kalitesi ve bağımsızlık seviyeleri artırılabilir.

Otizm yönetimi ve tedavisi, bireyselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir ve genellikle eğitim, konuşma terapisi, davranış terapisi ve ilaçlar gibi çeşitli yöntemleri içerebilir. Otizm spektrumundaki bireylerin topluma entegrasyonu ve sosyal yaşamlarını sürdürmeleri için çeşitli destekler ve kaynaklar sunulabilir, böylece onların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olunabilir.

Web sitesini geçerken, otizmi olan bir kişi sitedeki belirli bileşenlere takılabilir. Belirli özelliklere (örneğin, flaş veya yanıp sönen içerik gibi) karşı hassas hale gelebilirler.

 

Disleksi

Disleksi, okuma ve yazma becerilerini etkileyen bir öğrenme bozukluğu olarak tanımlanır. Bu bozukluk, bireylerin harf, kelime ve cümleleri düzgün bir şekilde okumalarını, anlamalarını veya yazmalarını zorlaştırır. Disleksi, bireyin zekasını etkilemez, ancak dil işleme becerileri ile ilgili özel bir sorundur.

Disleksi belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle şunları içerebilir: harf ve seslerin karıştırılması, kelime ve harf tekrarları, kelime ve cümleleri düzgün bir şekilde okuyamama, yazarken harf sıralarını karıştırma, harf ters yazma ve yazıları takip etmekte zorlanma gibi problemler. Bu belirtiler, özellikle okuma ve yazma öğrenme süreçlerinin başladığı okul döneminde fark edilmeye başlanabilir.

Disleksi, genetik ve nörolojik faktörlerin bir kombinasyonu ile ilişkilendirilmiştir. Erken teşhis ve uygun eğitim ve terapilerle, disleksi ile yaşayan bireyler okuma ve yazma becerilerini geliştirebilirler. Öğrenme sürecini desteklemek için özel eğitim programları ve öğretim yöntemleri kullanılır. Disleksi ile yaşayan bireyler, potansiyellerini açığa çıkarabilir ve başarılı bireyler olabilirler, ancak doğru destek ve anlayış gerektirirler.

Web tasarımcıları ve içerik oluşturucular, uzun içeriği başlıklarla bölmek, basit bir metin stili seçmek ve anlayışı kolaylaştırmaya yardımcı olan görseller ve grafikler eklemek gibi dislektik kullanıcılar için deneyimleri iyileştirebilirler.